Monday, December 1, 2008

Neşeli Günler

28 Planting 591

Bu aralar sana fazla vakit ayıramıyorum günlük kusura bakma. Ama hem anlatacak çok fazla bişey yok, hemde sağda solda ufak tefek şeyler peşinde koşturmaktan anlamadan günler geçiyor. En son Rhennee’lerin kampına gideceğimizi söylemiştim. Dediğim gibi bizim köyden hemen hareket edip, hem bulduklarımızı paylaşmak hemde köyümün lanetini kaldırtmak için Rhennee’lere gittik. Kampta Sofia’nın yanına gidip konuşarak durumu ve bulduklarımızı anlattık. O da artık bizim köyün Marran’ın öldürülmesiyle bir alakası olmadığına inanarak koyduğu laneti kaldırdı. Kira daha sonra Sofia ile yalnız bişeyler konuştu. Bu çocuğun, büyüyle ilgili herşeye burnunu sokmaktan, bir gün başına bir iş gelicek ama neyse. Caleb’i zaten o geceden sonra çok az gördüm. Muhtemelen gece gündüz demeden Marista denen Rhenne hatunla birlikte oluyordur. Ha hakkını yemeyelim güzel kız, ama gel gör ki Caleb’in bir kızın peşine takılacak bir tip olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bir sevindirici haberde Jamael’in küçük grubumuza geri dönmüş olması. Rhennee’lerin iddiasına göre bizim bıraktığımız yerden kaçmış, sonra da kendi kendine geri dönmüş. Höh. Hayvancağıza ne yaptıkları yürüyüşünden belli. Ama ne yalan söyleyeyim çokta mutsuz görünmüyordu. Bende işte bazen Rhennee’lerin kampında bazen bizim köyde kalıp bu günlerde hoşça vakit geçiriyorum. Bizim köyde kaldığım zamanlarda babama işlerde yardım ediyor, Rhennee’lerin yanında ise denizle ve gemicilikle ilgili küçük numaralar öğreniyorum. Rahata alışmaya başladım sanırım. Bu rahat pek hayra alamet olmasada şimdilik keyfim yerinde.

Ha az daha unutuyordum, geçen gün Rhennee’lerin kampının girişine baştan aşağı silahlı birkaç muhafız geldi. Muhafızlarda yanlış tanımadıysam Greyhawk üniformaları vardı. İçlerinden birisi öne çıkarak “Ubormetenga” adında bir katili aradıklarını söyledi. Tarvask adamla inceden alay edip, birazda postasını koyarak burda öyle biri yok, olsada burda size vericek kimse yok diyerek muhafızları geri gönderdi. Bütün Rhennee’lerle beraber Tarvask’ı neşeyle alkışladık. İşin ilginç tarafı ise muhafızlar gelirken Kira’yla sohbet ediyorduk, sonra bir anda ortadan kayboldu. İki gündürde hiç görmedim. Gene bir yerlerde çalı çırpı yakıyordur kesin.

No comments: