Thursday, November 20, 2008

Rhennee'ler

25 Planting 591

Bu sabah bizimkiler bize mükellef bir Elmshire kahvaltısı hazırlamış. Ama Kira herzamanki gibi “bir lokma yemek kafi” düsturunu sürdürünce, bende hızlı başlayıp erken tıkanınca, Caleb tabiri caizse masayı bir bütün olarak yedi. Tabi onada hak vermemek elde değil. O cüsseyi faal tutmak için gerekli enerjiyi yitirmemesi lazım. Hele ki salladığı kılıcın boyunun nerdeyse benim kadar olduğunu düşünürsek.

Dün Şerif Sandy'den öğrendiğimize göre Rhennee’lerin Sofia adında kadın bir bilgesi varmış. Şerif, Rhennee lideri Tarvask’ta dahil olmak üzere hepsinin ona çok saygı duyduğunu özellikle belirtti. Bu kadının büyücü olmasının Kira’yı heyecanlandırdığını düşünüyorum. Kahvaltıdan kalkar kalkmaz yavaş adımlarla etrafta gezinip kendi kendine birşeyler mırıldandı.

Neyse yola çıkmadan önce elbette yine benim aklıma katırı ve yükümüzü Elmshire’da bırakmak geldi. Ufakken Rhennee’lerin kaçırdığı çocuklar ile ilgili birsürü hikaye anlatılırdı. Katiller mi değiller mi bilmiyorum ama pek tekin olmadıklarına emindim. Ve tabiki yine haklı çıktım. Az daha Caleb’in kılıcını kaşla göz arasında ütüyorlardı. Tarvask’ın gözlerinin içine bakıp “Biz buraya bıraktığımız kılıcı almadan hiçbiryere gitmiyoruz” derken boyum iki metreye yaklaşmış olmalı ki, telaşla hemen getirdiler.

Rhennee’ler ne söylenenler kadar çapulcu kılıklı ne de beklentilerimizi tümüyle boşa çıkartacak kadar derli toplu. Kendilerine has bir düzenleri var ama bu düzen çoğunlukla dağınıklıktan besleniyor. Elimden geldiği kadar bir resimlerini çizmeye çalışıcam. Hoş okuldaykende şu resim işinde pek başarılı olduğum söylenemez ama neyse.



Bilge kadın ve Tarvask ile yaptığımız görüşmeleri burada uzun uzun anlatmıycam ama netice itibariyle en azından ben kendi adıma diyebilirimki bizim Harlinn’in öldürülmesiyle Rhennee’lerin bir alakası yok. Ve onlar için üzücü bir haber Meşe ağacının orda bize saldıran undeadin Marran olduğunu yüzüğü görünce teyit ettiler. Şimdi Marran’ın cesedini alıp Rhennee’lere geri getirmemiz gerekecek.

Caleb bi ara Marran’ın üzerinden çıkan altınlar için ölünün ailesini bulursak geri vermemiz lazım falan bişeyler gevelemişti. Üzerinden ne kadar altın çıktı diye sorduğum soruyada 25 diye cevap verdi ama yalan söylediği kulaklarından paçalarına kadar belli oluyordu. O kesede en azından 50 altın olduğuna en iyi pipo tütünüm üzerine bahse varım. Ama işin en trajikomik kısmı altınları sahibine verme işini kabul eden Kira’nın kesede hala 25 altın olduğunı zannediyor olması. Bazen Kira mı daha saf yoksa Caleb mi karar veremiyorum.

No comments: